SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ORUÇ BAHSİ

<< 1112 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

85 - (1112) حدثنا محمد بن رمح بن المهاجر. أخبرنا الليث عن يحيى بن سعيد، عن عبدالرحمن بن القاسم، عن محمد بن جعفر ابن الزبير، عن عباد بن عبدالله بن الزبير، عن عائشة رضي الله عنها ؛ أنها قالت: جاء رجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال: احترقت. قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لم ؟" قال:

 وطئت امرأتي في رمضان نهارا. قال " تصدق. تصدق". قال: ما عندي شيء. فأمره أن يجلس. فجاءه عرقان فيهما طعام. فأمره رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يتصدق به.

 

{85}

Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir rivayet etti. (Dediki) Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Abdurrahman b. Kaasim'den, o da Muhammed b. Ca'fer b. Zübeyr'den, o da Abbâd b. Abdillah b. Zübeyr'den, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi ki, şöyle demiş:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam gelerek:

 

— «Yandım;» dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Niçin?» diye sordu. Adam :

 

— «Ramazanda güpegündüz zevcemle cima' ettim.» dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Sadaka ver, sadaka ver,» buyurdular. O zât  :

 

  «Bende hiç bir şey yoktur.» dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ona oturmasını emir buyurdu.  Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e içlerinde yiyecek bulunan iki zenbil geldi de o zâta bu hurmaları tesadduk etmesini emir buyurdu.

 

 

86 - (1112) وحدثنا محمد بن المثنى. أخبرنا عبدالوهاب الثقفي. قال: سمعت يحيى بن سعيد يقول: أخبرني عبدالرحمن بن القاسم ؛ أن محمد بن جعفر بن الزبير أخبره ؛ أن عباد بن عبدالله بن الزبير حدثه ؛ أنه سمع عائشة رضي الله عنها تقول:

 أتى رجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فذكر الحديث. وليس في أول الحديث "تصدق. تصدق". ولا  قوله: نهارا.

 

{86}

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb Es-Sekafî haber verdi. (Dediki)  Yahya b. Said'i şöyle derken işittim : Bana Abdurrahman b. Kaasim haber verdi, ona da Muhammed b. Cafer b. Zübeyr haber vermiş. Ona da Abbâd b. Abdillah b. Zübeyr rivayet etmiş ki, kendisi Âişe (Radiyallahû anha)'yi :

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam geldi...» derken işitmiş.

 

Müteakiben ravi hadisi rivayet etmiş.

 

Bu hadîsin başında «Sadaka ver, sadaka ver.» ibaresiyle «güpegündüz» kaydı yoktur.

 

 

87 - (1112) حدثني أبو الطاهر. أخبرنا ابن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث ؛ أن عبدالرحمن بن القاسم حدثه ؛ أن محمد بن جعفر بن الزبير حدثه ؛ أن عباد بن عبدالله بن الزبير حدثه ؛ أنه سمع عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم تقول:

 أتى رجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم في المسجد في رمضان. فقال: يا رسول الله ! احترقت. احترقت. فسأله رسول الله صلى الله عليه وسلم "ما شأنه ؟" فقال: أصبت أهلي. قال"تصدق" فقال: والله ! يا نبي الله ! ما لي شيء. وما أقدر عليه. قال "اجلس" فجلس. فبينا هو على ذلك أقبل رجل يسوق حمارا، عليه طعام. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "أين المحترق آنفا ؟" فقام الرجل. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "تصدق بهذا" فقال: يا رسول الله ! أغيرنا ؟ فوالله ! إنا لجياع. مالنا شيء. قال "فكلوه".

 

{87}

Bana Ebut-Tâhir rivayet etti. (Dediki)  Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki)  Bana Amr b. Haris haber verdi, ona da Abdurrahnıan b. Kaasim rivayet etmiş, ona da Muhammed b. Ca'fer b, Zübeyr rivâyet eylemiş, ona da Abbad b. Abdillah b. Zübeyr rivayet etmiş ki kentlisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'yi şunu söylerken işitmiş:

 

«Bir adam Ramazanda mescidde iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek

 

  Ya Resûlallah, yandım, yandım, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona başına geleni sordu, adam:

 

— Ehlimle cima ettim, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Sadaka ver, buyurdular Adam:

 

— Vallahi ya Nebiyyallah, Hiç bir şey'im yoktur. Ben buna kaâdir değilim, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Otur, emrini verdi.»   O da oturdu. O, bu halde iken bir adam üzerinde yiyecek yüklü bir eşeği sürerek çıka geldi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Nerede o demin yanan zât?» diye sordu. Adam hemen ayağa kalktı Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Al bunu tesadduk et, buyurdular. O zât:

 

— Ya Resûlallah bizden başkasına mı (tasadduk edeceğim?) Vallahi bizler cidden açız, hiç bir şey'imiz yok, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

— «Öyle ise onu siz yeyin. buyurdular.»

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Kitâbü'l-Hudûd», «Kitâbu's-Savm» ve «Kitâhu'I-Muharibin» de, Ebû Dâvud ve Nesaî «Kitâbu's-Savm» da tahric etmişlerdir.

 

«Yandım,» diyerek Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e dert yanan zâtın Selemetü'bnü Sahr El-Beyâdi, bir rivayete göre Selman b. Sahr olduğunu az yukarıda görmüştük.

 

Tirmizî'nin rivayetine göre: «Selemetü'bnü Sahr El-Beyâdi zevcesine Ramazan geçinceye kadar zıhâr yapmış,

---------------------------------------------------------------------------------------

Zıhar : Bir kimsenin, karısını şer'an nikâhı kendisine haranı olan bir kadının bakılması haram bir uzvuna benzetmesidtr. «Sen, bana annemin sırlı gibisin.» gibi sözlerle yapılır. Zıharın hükmü keffaret vermedikçe karısının kendisine haram olmasıdır

---------------------------------------------------------------------------------------

 

Ramazanın yarısı geçince bir gece sonra cimâda bulunmuş. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek vakayı ona anlatmış, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Bir köle ozad et, buyurmuşlar. Seleme:

 

  Köle bulamam, demiş.

 

  Öyle İse aralıksız iki ay oruç tut, buyurmuşlar. Seleme:

 

  Ben, bunu da yapamam, demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Altmış fakir doyur, buyurmuş. Seleme bunu da     yapamıyacağını söylemiş. Bunun üzerine Resulullah  (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Fervetü'-bnii Amr'a :

 

  Ver şuna bu zenbili, büyütmüşler. Zenbil on beş-onaltı sa' zahire alacak kadar büyükmüş.»

 

Görülüyor ki babımız hadîsinde vak'anın güpe gündüz, Tirmizî'nin rivayetinde ise geceleyin geçtiği bildiriliyor. Bundan dolayıdır ki ulemâ bu vak'anın iki defa başka başka kimselerin başından geçmiş olduğuna kaaldirler.

 

Şahısların kişinin de Benî Beyaza kabilesine mensup olmaları, keffâretin sıfatında ve fakirlik hususunda iştirak etmeleri kıssanın bir olmasını îcab etmez.

 

Gelen zât günah irtikâb eden bir kimsenin cehennem ateşiyle azâb olunacağını bildiği için «yandım,» demiş yahut «kıyamette ateşle azab göreceğim» demek istemiştir.

 

Hadîsin bazı rivayetlerinde gelen zâtın başını saçını yolarak göğsüne vurduğu ve «Hem helak oldum hem helak ettim.» diye feryat ettiği, bir rivayette yüzüne vurduğu, Darakutni 'nin rivayetinde başına toprak saçtığı bildirilmiştir.

 

Arak: Büyük zenbil, demektir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in :

 

«Nerede o demin yanan zât?» diye sorması, bu zâtın orucunu kasten bozduğuna delildir. Çünkü bu söz ona kasit hükmü isbât etmektedir. Hurmayı ona verirken «Bunu tesadduk et,» buyurmuştur. Bu söz mutlak vârid olmuşsa da maksat «Altını; fakire tesadduk et» demektir.